Bazı şirketlerin son zamanlarda şunu dediklerini duyar oldum:
Başlangıçta çok haklı ve masum gibi görünen bu istek, kendi içinde çelişkileri barındırdığı gibi, tasarım firmasının haklarını ihlal eden bir "emek hırsızlığı" (Bu emek hırsızlığı ifadesi, bizzat INTERACT'ın -İnteraktif Ajansklar Derneği- tüzüğünde geçen bir ifade) dır. Yine bu tüzükte bu isteğe karşı ajansların kesin bir dille red cevabı vermesi isteniyor : "Sektörün temel çıktılarından biri olan yaratıcı tasarım ve düşünceyeyi zedeleyici davranışlardan kaçınır, bu doğrultuda gelebilecek olumsuz taleplerin (örn. kurumsal web sitesi ve portal projeleri için ücretsiz tasarım sunumları) sektöre ve reklamverenlere verdiği zararlar konusunda hem çalışanlarını hem de iş ilişkisi içerisinde bulunduğu kurumları bilgilendirirler."
Peki bu yaklaşıma INTERACT'ın tüzüğünde neden emek hırsızlığı denmiş? Bu çok ağır bir ifade değil mi? Müşterini bu tip bir isteği haklı değil mi? Gelin size kendi penceremden düşünceleri mi anlatayım :
1. Tasarım hizmetinin tasarım demosu olmaz!
Bir fuar standı yapacaksanız, çizim halinde bir örneğini istemek mantıklı olabilir. Zira o çizim ilgili iş işin maliyetinin ve iş yükünün belkide %10'u bile değil. Ancak hadi sen bana fuar standını hele bir yap biz beğenirsek alalım demezsiniz değil mi? Tasarım hizmetin zaten kendisi olduğuna göre, bizatihi hizmetin kendisini demo olarak istemek işte bu kadar mantıksız! Kimilerinin "web tasarım" işinin frontend ve backend kodlama tarafları da var dediğini duyar gibiyim. Ancak değerlendirme kriteri (bir görelim ona göre karar verelim denilen kısım) tasarım olduğuna göre, İşin tamamını görüp, tamamını satın alınacak olarak değerlendirebiliriz.
2. Yapılacak iş sadece size özel yapılıyor...
Şunu unutmayın; yapılacak iş size özel yapılıyor ve sadece sizin için kullanılacak. Siz almadığınızda ise çöpe atılacak, verilen emek zayi olacak. Bu taleple gelen kişi ya bunun farkında değil, ya harcadığımız emeğe saygı duymuyor, ya da bu emeğin ücretini hakkıyla vermek istemiyor. Yine benim görüşüme göre, gerçekten ciddi bir alıcı, ön ödeme yapar, her ne alıyor olursa olsun... Ben şahsen evime boya yaptırıyor dahi olsam, bir ön ödeme yaparak işi başlatırım. Sonucu işin başında görmemiş olsam bile...
3. Tasarım bir sürecin meyvesidir.
İyi bir tasarımın hangi aşamalaradan geçerek olgunlaştığını bilmeyen - ya da bilse bile önemsemeyen- kişiler, size çok fazla uğraşmadan birşeyler yapmanızı isterler. Halbuki, "konsept tasarım" oluşuncaya kadar, bir çok araştırma, toplantı ve çalışma yapmak gerekir. Örneğin biz her işe başlamadan önce, müşteri toplantıları ile onu anlarız, sektör ve rakip araştırması yaparız, bilgi mimarisi çalışması (tek başına bu bile bir hizmet kalemi olarak veriliyor) yaparız... Tüm bunlardan elde ettiğimiz çıktıları müşterimize onaylatarak, konsept tasarım çalışmasına başlarız. Kimi zaman bu sürecin içinde prototipleme (Low-fidelity ve high-fidelity) de oluyor. Konsept tasarım çıktısı işte tüm bu sürecin (en az 3 ayrı aşamanın) bir meyvesi, tasarım çalışmasının en katma değerli çıktısıdır. 1 sayfa bile olsa...
4. Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin ne önemi var?
"Alice Harikalar Diyarında" yı okuyanınız vardır. Alice bir yol ayrımına gelir ve yolun başındaki tavşana sorar;
Alice: "Hangi yoldan gideyim?"
Tavşan : "Nereye gideceğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin ne önemi var?"
Çoğu zaman bu taleple gelen şirket veya kişilere hep bu gözle bakarım: Nasıl değerlendireceğini, ne soracağını bilmiyor! Öyle ya, hiç bilmediği bir alanda satın alma yapıyor. Soracağı sorusu olmayanın da, ne isteyeceğinin ne önemi var :) Ama bir şeyler sormak, bir şeyler istemek zorunda hissediyor...
Halbuki, hizmet alacağınız ajansa dair, o kadar çok mantıklı soru (değerleme kriteri) var ki...
Daha bu listeyi ana başlıklar ve alt başlıklar halinde uzatabilirim. Sizce bu maddelerdeki sorulara verilen cevaplar, değerlendirme kriteri olarak yeterli değil mi?
5. Ben risk alamam!
Bir satın alma yapıyorsunuz ve her satın alma işinde olduğu gibi bir risk (memnun olmama riski) üstleniyorsunuz. Bir yazıcı alırken, bir malzeme alırken, bir hizmet alırken hep %100 menuniyetimiz konusunda bir risk taşıyoruz. Bu riski azlatmak adına araştırıyoruz, çeşitli alternatifleri değerlendiriyoruz, farklı teklifler alıyoruz ve farklı satıcıları dinliyoruz. Peki bu hizmet alımında (web tasarım işinde) bu riski sıfırlama çabası neden? Diğer aldığın tüm hizmetlerde, bu riski bir şekilde üstlenirken, bu iş için bu garanticiliğinin sebebi ne? Ve son olarak, bu risk ise eğer, bu riski üstlenmesi gereken kim?
6. Ama demo yapan ajanslar var.
Evet var olduğunu biliyoruz. Tıpkı naylon fatura kesen şirketler olduğu gibi, tıpkı emniyet şeridini kullanmayı kendine hak gören kişiler olduğu gibi, tıpkı... Her sektörde iyi ve kötü örnekler var. Bunların varlığı, bizim önermemize bir halel (halel; zarara uğratmak) getirmez. Ayrıca, işinin daha henüz başında, kendini ispat etmeye çalışan ajans / kişiler geçici olarak bu yolu tercih edebilir. Genellikle de bu yaklaşımı, bazı ulusal markaları portföyüne katmaya çalışan ajanslarda gözlemliyorum. Bazı şirketlerdeki uyanık kişiler de bunu kullanmayı gayet iyi biliyor. Sonuçta olan tüm sektöre oluyor.
7. Sadece fikir istiyoruz :)
Literatüre son zamanlarda giren, daha masummuş görünen ancak aslında aynı familyada sınıflandırabileceğimiz şark kurnazlığı: "Biz sadece fikir istiyoruz", "Biz sizin bakış açınızı merak ediyoruz" cular... Evet demo çalışmasına göre çok daha kapsamı az olabilir. Ancak özü itibatri ile benzeşen bir yaklaşım. Bu konuda evet diyen ajansa diyeceğim bir söz yok,kendi tercihleridir. Ancak ben bu yaklaşımı da doğru bulmuyorum. En değerli şeyin fikir olduğunu, fikirlerin ve yaklaşımın, yapılacak işin özü olduğunu düşündüğümüzde, bunun da bir tür bedavacılık, bir tür şark kurnazlığı olduğunu düşünüyorum. Ajansın yaklaşımını nasıl mı anlayacak müşteri? Çok basit; daha önce yapılanlar, başarı hikayeleri, daha sonra yapılacaklara en güzel kanıtdır. Bunu talep edene de biz seve seve anlatıyoruz zaten.
Tüm bunlara bakıldığında bizim gibi tasarım firmaları için demo talepleri, maalesef geri çevrilmesi elzem talepler oluyor. Bu tip taleplere bakış açımız ise, kötü niyet demek istemiyorum ancak en hafif tabiri ile "iş bilmezlik" veya "şark kurnazlığı" olarak görüyoruz...
Ve bu tip talepleri kimden gelirse gelsin red ediyoruz. Kendimize güvenmediğimizden değil, işimize duyduğumuz saygıdan ötürü...
Yazımın sonunda hem ajanslar hem de bu tip taleple ajansın karşısına dikilen markalar için tavsiyelerim var.
Ajanslar için;
Yanlış bir yoldan doğru istikamete gidilmez. Demo ile aldığınız bir işten (alsanız bile) hayır gelmez. Bunu bir çok kez tecrübe ettim geçmişte. Bir defa, demo isteyen şirket gayri ciddi olduğunu daha en baştan belli ediyor. Gerçek satın alma yapacak kişiye artık attığı mailden, telefon görüşmesinden tanıyorum. Ve bu tecrübeme dayanarak bunu söylüyorum.
Bir anımı anlatacağım: "Ajansı kurduğumuz ilk günlerde, sigorta sektöründen ulusal bir firmanın bilgi işlem yetkilisi bize aradı ve demo istedi. Finans sektöründe hiç referansımız yoktu ve bahsi geçen firma tanınmış bir fimaydı. Bu işi alırsak referanslarımızda en üste yazabileceğimiz bir müşteri idi ve biz de tasarım gücümüze fazlası ile güveniyorduk. Ortağımın da onayı ile kabul ettik. Elbette tasarım kısa sürede bitmedi ve işi alabilme hevesiyle özenle bir demo hazırladık. Demo dediğime bakmayın, aslında bir işi almışızcasına çalıştık. Firma yetkilisine tasarımları yolladım ama bir süre cevap alamadım. Bu çalışmayı yapıp cevap alamamak beni çok üzmüştü, ısrarla aradım. Cepten ulaşamasamda, şirket telefonundan bir türlü ulaşabildim. Aldığım cevap beni hayertelere düşürmüştü. "Yöneticime sundum ama şimdilik yeni bir web sitesi yapmamaya karar verdik! Yani biz daha kararı bile net verilmemiş bir şeyin peşinde koşmuştuk. Muhtemelen yöneticisine yaranmak isteyen bir çalışan taraından kandırılmıştık."
Aman ha ben zamanında ettim, siz etmeyin!
Şirketler için (democular);
Eğer bir ajanstan bu tip ücretsiz bir çalışma istiyorsanız, yukarıdaki gerekçelerden ötürü o kişilerin emeklerini heba ettiğinizi (niyetiniz bu olmasa bile) unutmayın. Mutlaka bunu yapmak istiyorsanız bir konkur açın. Konkur kurallarına (*) riayet edin ve katılımcılara saygı duyun. Ve elbette katılımcıların her birine ödeme yapın.
(*) Konkurda dikkat edilmesi gerekenler: Konkura uzun bir listede katılımcı davet etmeyin, kısa bir liste oluşturun. (Örneğin 3 firma). Bu firmaların her birine katılımcı sayısını şeffaf biçimde bildirin. Mümkünse katılımcıların adını vererek... Konkur için beklentilerinizi ve detaylı briefi iletin. Mümkünse yazılı olarak. Konkur sonudaki değerlendirmede, puantajın nasıl yapılacağını (fiyat teklifi, referanslar, demo tasarımın, vb... katkı oranları) detaylıca iletin. Ve herşeyden önemlisi tüm katılıcılara katılım ücretini (tasarımı kabul edilmese dahi) ödeyin. Ödenecek ücret o iş için belirlenen piyasa değerinin en az yarısı olsun.
Böylece siz de gerçekten büyüklüğünüzü belli etmiş, iyi bir iş veren markası olma yolunda adım atmış olacaksınız.