Her şeyin başı sağlıktır sözünün dilimize pelesenk olsa da bu sözünün önemini bilsek bile “yaşamadan” anlayamıyoruz. Her sabah yatağımızdan kalkacak gücü bulabilmenin, kendi başımıza işe gidebilmenin, yemek yiyebilmenin, susadığımızı anlamanın, etrafımızda ne olup bittiğini idrak edebilmenin bir “nimet” olduğunu da ne yazık ki kaybedince anlıyoruz. İşte bu yüzden sağlığını kaybedenler için “her şeyin başı sağlıktır” ezberi, yaşamsal bir rehber niteliğinde olabiliyor. Hayata bakış açımızı değiştiren ve girdiği evde tüm düzeni alt üst eden hastalıkları önlemenin yolları var elbette ancak bazen geç kalınmış da olabiliyor tedaviye, teşhise, “iyiliğe” ve hatta yaşamaya. İşte böyle anlar yaşamamak için birey olarak sağlıklıyken dahi başkalarına yardım edebiliriz. Kan bağışı bunlardan biri. Düzenli kan bağışı ile umut bekleyen birçok hastaya ışık olabiliriz. Bir kan ile mi kurtulur onca insan? Evet, bir ünite kan bile hayat kurtarmaya yetecektir. Konu hayat kurtarmak olunca karşımıza çıkan kavramlardan biri de donör olmak. Ülkemizde çok yaygın mı? Tartışmaya açık. Hayat kurtaracak kadar önemli mi? Tartışmaya kapalı, kesinlikle evet! Önce gelin donör kavramını yakından inceleyelim. Sonra da iyilik zincirine bir halka da biz ekleyelim.
Donör kime nedir?
Donör kelime anlamı olarak bağışçı, bağışlayan demektir. Bu kelimeyi pratiğe, hayata döktüğümüzde ise kemik iliği nakli ve kök hücre veren kişilere denir. Donör olmak zaman zaman mesafeli ve önyargıyla yaklaşılan bir durum olsa da hasta bir insanın sağlığına kavuşmasına vesile olmanın verdiği haz önyargı dağlarını toz duman edebilecek güçtedir. Bir hasta için aile içinden donör olunabildiği gibi aile dışından da donör olunabilir.
Kimler donör olabilir?
Doku grubu, hasta ile uyumlu olan her sağlıklı birey verici donör yani verici olabilir. Kardeşlerin doku uyumu genelde yüksektir bu nedenle sık sık kardeşler donör olur. Kemik iliği nakli için alıcı ve vericinin kan grubunun aynı olması gerekmez; farklı kan grubuna sahip olan kişiler arasında da nakil yapılabilir. Önemli olan doku uyumudur. Aile içinden uygun doku bulunmadığı durumlarda, gönüllü verici bankalarında tarama yapılır ve gönüllü bağışçı aranır. Bunlara akraba dışı verici ismi verilir. Yurt içi ile sınırlı kalmaz, yurt dışından bile olabilir. Sağlıklı bir bireyin 18 ile 50 yaş aralığında ise kök hücre vericisi olmasında herhangi bir sakınca görülmez. Donör adaylarının, donör olabilmeler için birtakım şartlar vardır. Bu şartlardan biri ideal kilodur. En az 50 kg ağırlığında bir birey olması düşünülür. Ayrıca herhangi bir bulaşıcı hastalığa sahip olmaması da dikkat edilmesi gereken konulardandır. Bağışıklık sistemi hastalarının donör olması kabul edilmez. Bunun için her bakımdan sağlıklı olmak gerekir.
Kök hücre ve kemik iliği bağışı için gönüllü verici nasıl olunur?
Aile dışı kök hücre donörü olmak için 18 ile 55 yaş arasında ve 50 kg’ın üzerinde olmak gerekir. Kronik herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı kişiler bağışçı olabilirler. Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi tarafından yürütülen TÜRKÖK projesi kapsamında; Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı iş birliğinde gerçekleştirilen bağışlar için 18-50 yaş arasında olan ve onay verilmiş sağlıklı bireyler kök hücre bağışında bulunabilir. Türkiye çapında bulunan Kızılay Merkezleri aracılığı ile kök hücre bağışı gerçekleşebilir.
Kök hücre nasıl alınır?
Kök hücreler eğer kemik iliğinden alınacaksa özel iğneler kullanılır. Bu iğnelerle kalça kemiğinden alınacak bir işlem ile elde edilir. Eğer kan yolu ile toplanacaksa büyüme hormonu enjeksiyonu sonrası kemik iliğinden kana geçmesi sağlanıp kola takılan bir kateter yardımıyla kök hücreler elde edilebilir. Tıp alanında kateter, bir vücut boşluğuna, damarına ya da kanalına sokulabilen bir tüptür. Kateter aracılığı ile kök hücre alımı gerçekleşir.
İlik bağışı riskleri
Kemik iliği verenlerin yorumları arasında sıkça yanıt bulan sorulardan biri. Kemik iliği naklinde verici zarar görür mü? Aslında bu soru pek çok donörün endişe ettiği konulardan biri. Başka birinin hayatını kurtarırken acaba kendine zarar veriyor mu bilmek ister haklı olarak. Hatta bazı kaynaklarda dolaşan yanlış bilgilerden ötürü donör olmaktan vazgeçenleri bile görebiliyoruz. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bu işlemin vericiye bir zarar olmaz. Kemik iliğini almadan önce kişinin kan sayımına ve kan değerlerine bakılır, genel sağlık durumunu öğrenmek için çeşitli tetkikler yapılır. Şayet bu tetkikler olumlu neticelenirse ve ilgili kurumlar nakil için bir sakınca görmeyip onay verirse bu işlem gerçekleşir. Sağlığınızı tehlikeye sokacak bir durumun sinyali varsa zaten onayını çıkmaz. Kök hücre nakilleri ameliyathanelerde, özel iğnelerle gerçekleşir. Bu nedenle steril olma koşulları da zaten yerine getirilmiş olur. Vericinin kemik iliği ise kendisi için yeniden üretime başlar böylelikle bir azalma ya da sağlık sorunu olmaksızın nakil gerçekleşmiş olur.
Burada dikkat edilmesi gereken konulardan biri ile yapalım yazımızın finalini. Genel olarak donör olma şartlarına değindik, olası tehlikeleri, risklerini ya da olumlu yönlerini konuştuk. Ancak en doğru bilgi için doktorunuza mutlaka danışın. Onlar sizin için uygun olan en doğru kararı vereceklerdir.