En büyük sıkıntıyı neden çekiyoruz hiç düşündünüz mü? Neden bir türlü insanlara derdimizi anlatamıyoruz örneğin ya da niçin konuşmalarımız karşımızdakinin algı duvarına takılı kalıyor? Aslında hepsinin temelinde basit bir eksiklik var; iletişim. İstediğimiz kadar ikna kabiliyetimiz yüksek olsun ya da istediğimiz kadar her şeyi “ben hallederim” diyelim. Eğer düzgün ve etkili bir konuşma yetimiz yoksa, söz uçar yazı kalır deyimindeki uçmak eylemi tam anlamıyla gerçek olur; önemli olduğunu düşündüğünüz ne varsa pır pır uçar gider. E peki ne yapacağız etkili iletişim kurmak için? Yok mudur bir çaresi, vardır vardır. Etkili iletişimin en “etkili” yollarından biri diksiyon. Düzgün bir diksiyon, dik bir duruş, kendinden emin bir bakış ve özgüven patlaması ile karşınızdakinin istediğiniz mesajı almaması için bir sebep yok. Eğer illa ki almıyorsa mesajı ya işine gelmiyordur ya anlamak istemiyordur ki bu başka bir yazımızın konusu olsun biz şimdi bağlamdan kopmayalım. Evet, ne diyorduk? Diksiyon. Önce diksiyon nedir bunun bir tanımı ile başlayalım işe. Diksiyon, konuşurken duygu ve düşüncelerimizi doğru ve etkili bir biçimde anlatabilmek için ses uyumunu, söyleniş şeklini, seslerin uzunluğunu ya da kısalığını, vurgu ve tonlamalarını doğru jestlerle yapma sanatıdır. Evet, diksiyon bir sanattır. Herkesin yetisi var mıdır, tartışılır. Gerçi şimdi diksiyon kursları ile pek çok yeti kazandırılıyor insana. Yani aslında illa yeteneğinizin olmasına gerek yok, kurslar öyle etkili ki bir bakmışsınız haber spikeri gibi mükemmel bir diksiyonunuz olmuş. Olur yani, hayal değil. Neyse, yine çok dağıldık diksiyon ile devam edelim. Osmanlı Türkçesi’nde “belagat” olarak ifade ediliyor diksiyon. Latince dictio ve distus sözcüklerinden Fransızcaya diction olarak geçiyor. Dilimize de Fransızca telaffuzundan geçiyor ve diksiyon olarak karşımıza çıkıyor. Etkili konuşma dedik, derdimizi anlatma dedik peki diksiyonun önemi nereden geliyor gelin biraz da buna değinelim…
Diksiyonun amacı nedir?
Konuşma sadece ses dizileri olarak başkalarına aktarılan düşünceler değildir. Evet, ağzımız var ve konuşuyoruz ancak etkili iletişim için bunu kullanmak ayrı bir meziyet. Kurallara uygun, anlaşılır, akıcı bir konuşma becerisi elde etmek diksiyonun temel amaçlarını oluşturuyor. Ayrıca kendimizi daha iyi ifade etmek de cabası. Topluluk önünde heyecanımızı kontrol edebilme ve sesimizi etkili bir biçimde kullanabilmek için de önemli. Neticede herkes her şeyi söyler ancak bunu en etkili yapan ve karşısındakine direkt olarak mesajı iletebilen alkışı alır. Bu nedenle diksiyon, sandığımızdan çok daha önemlidir aslında.
Diksiyon kuralları nelerdir?
Elbette her sanatta olduğu gibi hitabet sanatında da bazı kurallar vardır. Bu kurallar, diksiyonun temelini oluşturur aynı zamanda. Diksiyon kurallarını şu şekilde sıralayalım. Öncelikle hece ve sözcük vurgusuna dikkat etmemiz gerekir. Gelişi güzel kelimeler kullanmak ve hatta kelimeleri yuta yuta, içimize içimize konuşarak etkili iletişim olmaz. Vurgu önemli bir nokta yani. Jest ve mimikler de etkili konuşmanın anahtarıdır. Sözcükleri sıralarken, öte yandan jest ya da mimikleriniz de size eşlik etsin. Önemli olan bunları abartmadan tadında bırakmak. Çünkü eğer fazla jest yaparsanız bu göz yorulmasına neden olabilir ve devamında karşınızdakinin dikkati dağılabilir. Mimikler bıçak sırtıdır, dikkatli ve ederinde kullanmak gerekir. Tonlamanın önemi ile devam edelim. Yerinde ve doğru sözcüleri, etkili tonlamalarla kullanmanız önemli ki burada yine ses tonu ortaya çıkıyor. Ses tonunuzu doğru yerde ve zamanında tonlamalar ile kullanabilirsiniz. Ve elbette işitilebilir bir ses ile konuşmak. Buradan kastımız yüksek ses ve abartılı vurgular değil. Aksine yumuşak bir ton ancak etkili bir seviyede sesi kullanabilmek. Hatta belki de bu etkili ses tonu diksiyonun temellerinden birini oluşturuyor bile diyebiliriz.
Diksiyon nasıl düzeltilir?
Birkaç maddede toparlamaya çalışalım. Hatta işin temelinde başlayalım; ses.